Pazartesi, Ağustos 29

yaşanmışlığım...

Sadece bir sakız kağıdı..
Bantla yapıştırılmış küçücük kuru bir çiçek,
Sarı kağıda yazılmış bir özür mektubu,
Sadece bu kadarı geçmişe götürmeye yetiyor insanı.
İnsanın içine anlamsız bir tebessüm ekliyor.
Yapmaması gerekenleri yapmaya zorluyor.

Engel olunmalı mı ?
Hayat seneler öncesine nasıl akar aniden.
Mutluluk nasıl bir şey.
Hemencecşk kaçar mı?
Yanlış doğru ayırımı var mı?

Sorular bir gün cevap bulur mu.
Konuşmak istediklerim ne zamana kadar kalbimde.

Yine upuzun ,biraz sonra okuyup anlamayacağım cinsten binlerce soru işareti.
İyi geceler yaşanmışlığım...


SENİ ASLA UNUTMAK ZORUNDA DEĞİLİM.

Cumartesi, Ağustos 20

Bir Şey..

Dün gece yeni bir şey buldum ben.
Sıradanlıkla sıradanlığın çok ötesinde bir yerlerde.
Sınıra kadar alıp getiren
Önüne mayınlar seren
Bir şey.

Dopdolu yaşanan saniyeler.
Ansızın geçen zaman.
Farkına varamadığın tatlar.
Mutluluklar..
Yaşamak.
Yaşıyosun sanmak.
Vazgeçmem.Karar vermek.

Tam ortasındayım yolun.
Karışığım.

AŞK ; sen nelere kadirsin..

Pazar, Ağustos 7

Bilmem ki ne !



Bu gece biraz hüzün doğar içime.Sıkkınlığım neden bilmiyorum.Bilinmezlikler dolu her zamanki gibi yine.Kalbim yorgunlukla kırkınlık arasında ince bir damar.Hatta dokunsam kanlar dolacak nefesime.Alamayacağım tek bir mutluluk.

Susuzluğum neye.Kime kızgınlığım.Neden hayata bu kadar erken ve geç kalmışlığım.geç başlayıp hızlı bitirişim.Atılmak istemeyişim.Unutkanlıklarımın arasında gizlenen unutulması gerekenler.

Küçük sırlar..Kayıp sessizlikler.

Yılların geçtiği duygusunu erken benimseyen ben.Geleceğe karamsarlık.

Kısacası bu gece,yazmaya bile fırsat bulamayacak kadar başımı hissetmiyorum yine ben..

Bu ağırlık..

Bilmem ki ne..?