Pazartesi, Mart 21

Krakow değil :) Auschwitz !!


2 gün önce sabah 7 de A.T.ile başlayan yolculuğumuz başlangıçta sıradanlığını koruyordu aslında.Herşey yolunda tren istasyonuna ulaştıktan sonra trenimizin saatinde gelmemesinin verdiği panikle etrafa krakow mu diye sorup duruyorduk.Sonra 20 dakika rotarla trene bindik.Sohbetler,planlar,hayaller hepsi seni bir anda karşıladı taki o biletçi adam gelene kadar.Yanmızdakilerin canını sıkarken biz onların biletini yanlış aldığını anlayıp kahkahalar atıyorduk halbuki.10 dakika sonra bilet isteyen adam lehçe konuşarak bize ters bir şey oluştu imajını verdi ve yanımızda ingilizce bilen adam bize biletiniz geçersiz 140 ziloti daha vereceksiniz dedi.O an yıkıldım tutuldum ne yapacağımı bilemedim fakat verdik bitti bir kere.Yanlış trendeydik rezervasyon dahil hepsinin parasını yeniden ödedik.Bizi sersemleştiren bu olay Krakowda da aklımızın başımıza gelmesine müsade etmedi ve şehri biraz gezdikten sonra tüm merakla Auschwitz'e gitmeye karar verdik ama malesef tren biletini alırken oranın kaçta kapanacağını hayal edemedik Gittik ve heryer kapanmıştı .Orda kalma planları yaparken anladık kii şehre dönüp bir gün sonra yeniden gelmekten başka şansımız yoktu ....


Gecemi çok güzel şirin bir hostelde geçirdikten sonra sabah yeniden Krakowa uyandım .Uyanmamla birlikte terkedişim geldi ardından ve o hüzün kokan topraklara doğru yola çıktık.Büyük bir hızla geziyorduk.O kaçmasın diye etrafa ördükleri elektrikli tellerden tut,gaz odalarına,yatak diye koydukları tahta parçalarına kadar her şey o kadar insanlık acısıydı ki..İnsanlar bir gün dönebilmek inancıyla bavullarının üstüne isimlerini kazımış,kamptan kaçmayı başarabilenlerin ise ailesini kampa alıp işkenceye başlamışlar.Müzede resimler,onlardan kalan ayakkabılar,gözlükler,ölüm duvarları her şey var.Saatlerce bakıp incelenecek bir yer ama.Sonuç aynı yere varacak.Binlerce insan gözünün yaşına bakılmadan öldürülmüş ve şimdi o topraklar sessizce hala ağlıyor..


        Bu geziyi tamamladıktan sonra ikimizde de derman kalmamıştı.Trene yetişmek için koşmamıza rağmen,ne yazık ki insan demeye dilimin varmadığı bir lişi yüzünden bir dakika ile treni kaçırıp diğerine bilet almak zorunda kalmıştık.Döndükten sonra bu mutsuzlukla ancak Varşovaya özlem duyuyorduk.Bir kaç kartpostal aldıktan sonra kalabalık trendeki yerlerimizi aldık ve Krakow dan Varşova'ya giden tren kalkmıştı.Üç saat sonra ise yurdumuza kavuştuk.Varşova bir metropol olduğunu bu kez daha net göstermişti..

Hayatımın en maceralı ve en komik yolculuklarından biriydi ..Bir o kadar da yeni bir şeyler öğrendiğim bir deneyimdi..Bu günleri sanırım unutamayacağım.Peki o günden kalan Nutella ile hala beslenmeme ne demeli :)