Cumartesi, Ekim 8

Düşsel Avuntular...

Son zamanlarda sürekli dinlenen şarkı.
Gözyaşlarım yanağımı ıslatıyor sevgilim.
Gittin gidebiliyorsun.Arkamdan gelmiyorsun şimdi eskisi gibi.
Gururun da senle hep.

Sonrasında ben güçlü olmaya çalışıyorum.
Koskoca bir aşk bitiyor.
Arkasına bakmadan giden sen değilsin ve ben bunun için üzülmüyorum.
Ben aşksız bir hayat geçireceğim için üzülüyorum sadece.

Şimdi öğrendim.
Bir insan kimin yanında en çok susuyorsa ,en çok onla konuşmak istermiş.

Ben senin yanındayken konuşamam ki.Yapamam .Konuşursam anlatırsam kızarsın.
Senle nasıl başladık biz.Sen benim onu unutmamı mı sağladın yoksa unutmam için mi vardın.
Bunca sene senlemiydim senden mi kaçtım.
Nerdeyim şimdi ben.
Ne yaptım.
Kimseyi üzemem ki.

En iyisi nokta.

Pazartesi, Ağustos 29

yaşanmışlığım...

Sadece bir sakız kağıdı..
Bantla yapıştırılmış küçücük kuru bir çiçek,
Sarı kağıda yazılmış bir özür mektubu,
Sadece bu kadarı geçmişe götürmeye yetiyor insanı.
İnsanın içine anlamsız bir tebessüm ekliyor.
Yapmaması gerekenleri yapmaya zorluyor.

Engel olunmalı mı ?
Hayat seneler öncesine nasıl akar aniden.
Mutluluk nasıl bir şey.
Hemencecşk kaçar mı?
Yanlış doğru ayırımı var mı?

Sorular bir gün cevap bulur mu.
Konuşmak istediklerim ne zamana kadar kalbimde.

Yine upuzun ,biraz sonra okuyup anlamayacağım cinsten binlerce soru işareti.
İyi geceler yaşanmışlığım...


SENİ ASLA UNUTMAK ZORUNDA DEĞİLİM.

Cumartesi, Ağustos 20

Bir Şey..

Dün gece yeni bir şey buldum ben.
Sıradanlıkla sıradanlığın çok ötesinde bir yerlerde.
Sınıra kadar alıp getiren
Önüne mayınlar seren
Bir şey.

Dopdolu yaşanan saniyeler.
Ansızın geçen zaman.
Farkına varamadığın tatlar.
Mutluluklar..
Yaşamak.
Yaşıyosun sanmak.
Vazgeçmem.Karar vermek.

Tam ortasındayım yolun.
Karışığım.

AŞK ; sen nelere kadirsin..

Pazar, Ağustos 7

Bilmem ki ne !



Bu gece biraz hüzün doğar içime.Sıkkınlığım neden bilmiyorum.Bilinmezlikler dolu her zamanki gibi yine.Kalbim yorgunlukla kırkınlık arasında ince bir damar.Hatta dokunsam kanlar dolacak nefesime.Alamayacağım tek bir mutluluk.

Susuzluğum neye.Kime kızgınlığım.Neden hayata bu kadar erken ve geç kalmışlığım.geç başlayıp hızlı bitirişim.Atılmak istemeyişim.Unutkanlıklarımın arasında gizlenen unutulması gerekenler.

Küçük sırlar..Kayıp sessizlikler.

Yılların geçtiği duygusunu erken benimseyen ben.Geleceğe karamsarlık.

Kısacası bu gece,yazmaya bile fırsat bulamayacak kadar başımı hissetmiyorum yine ben..

Bu ağırlık..

Bilmem ki ne..?

Cuma, Haziran 3

Sona doğru.

Zaman öyle çabuk geçtiki.Neler bitti anlamak imkansız.Mayısı kovaladım sanki.Herbir gününü doya doya yaşadım ve bitti.Hazirandayım.2011 mayısına öyle çok şey,öyle yerler,öyle insanlar sığdırdım ki hayatımın en anlamlı ayı oldu demek için az değil.Ayları özneleştirirken asıl özneyi unutmak değil benimkisi,Hak edene dercesine sarılmak önem vermeden ismine .

Bir yedi mayıs arası yok benim gençliğimde.Durdu öylece.Gerçekleştirebileceğimi hiç düşünmediğim bir şeyi başardığım andı.Hızlıca kayıverdi ellerimden.Biraz daha büyüdüm.

On yedi yirmi sekiz mayıs.Öğrendim daha çok.Anlaşmayı.Kızmayı.Kızdırmayı.Beraberliği.Yalnızlığı.İstemekle istememek arasına sıkışmayı.Tercihler yapmayı öğrendim birazda.Tanıdım insanları..

Parasızlığın ne demek olduğunu anladım.Parasızlık hayatmış aslında.Delice yaşamakmış.Gençlikmiş.tercih yapmak zorunda kalmakmış.Rezaletmiş.Ama eşsiz duygular verirmiş insana.

Bu bir ay beş ülkenin on şehirinde bulundum ayrı ayrı.Küçülttüm dünyayı..Başardım mutlu olmayı..Sırada kapanışım var..Güzel hazırlanmalıyım..

İyi geceler kararsızlığım:)

I have a dream :)

İnsan hayalleri ile başlar önce.Sonucunun nereye gideceği bilinmeyen sıcacık hayallerle..
Eksiklerle devam eder.Doldurulması mümkün ya da değil..Devam eder sonra..Eldedir ya da elde değil.
Bozgunlar ,kırıklıklar söylenmemiş sözler takip eder ..
Sadece bir ses yeniden içine verir ateşi..
Hayalin vardır.
Varsa gerçekleştirmek için zamanın da vardır..
Ben her birini bir bir gerçekleştiriyorum.
Ama mutlu ama eksik ama mutsuz.
Denedim deniyorum..
Bu güzel yolculuk bitmek üzere..
Karışıyorum..
Susuyorum.


Sessizlik.......


Salı, Nisan 19

Güneşli Sabahlar :)

Sıcaklık insanın içini gerçekten bir hoş yapıyor sanki.O mutsuz ruh halimden kurtulalım bir hafta oldu.Ama neden bilinmez 2 sabahtır erkenden uyanıyorum.Bugün sevdiklerimi yazığım karpostalları göndereceğim,hala bitmedi yine göndermek zorunda kalacağım,içlerinde dedem de var ona da karpostal atıyorum ve hatırlamama rağmen dün rüyamdaydı o.
Az önce kendimi biraz mutlu biraz garip hissettim,bilgisayarın ekranında gördüğüm en güzel evlenme teklifi videosunun tam ortasını tıkladığımda karşıma çıkan şeyler benim her zaman düşünüp de gerçekleştiremedim şeylerdi.O çocuk sanki bendi.Sevdiği insan için mi dünyayı gezip bir sürü farklı insana kelimeler söyletmişti.

Daha geç olmadan bir yerden başlamaya karar verdim ben de..

Bu arada VArşova tüm güzelliğini sergilemeye başladı bile,bir gün parka gidip insanları çektim sadece ilk defa yaptım bunu çok eğlanceli ve gerçekti.2 gün sonra arkadaşım gelecek..Onu sanırım gerçekten çok özledim..

Oda arkadaşım uyuyor ve ben uyuyacağı için endişe ediyorum ama yeni bir blog hazırlıklarına başladım bile.

Cuma, Nisan 15

MutLuluk Nerdesin !

Havalar soğuk ,içimi soğutuyor,içim de buzlandı..gülerken soluğum donacak gibi hissediyorum..etraf gri..yeşiller çok uzak..Kararsızlıklarım benle hep..

Son zamanlarda anlamını bilmediğim sıkıntı en yakın arkadaşım oldu..Kimseyi istemiyorum sanki.Oturup düşünmek dinlenmek izlemek dinlemek ve sarılmak istiyorum..

Herşey soğuklardan mı ki..

Son zamanlarda kayda değer bir şey yapmıyorum.Dün gece italyan şarkıları çalacak diye bir klube gittik alakası yoktu..Dönerken içim dondu..Bilmeden istemeden arkadaşımın kalbini kırdım..
Benle birlikte,kalbim dondu.

Hayallerimin donmasını da istemiyorum..
SIcak lazım bana..Erisin tüm kötü katılar..

Cumartesi, Nisan 9

Şimdi sensiz nefes almak ,almak değil !

Neden bilmiyorum.Birden içime hüzün birikti..
Seni o kadar özledim ki..Eskiden kalma bir cüzdanın içinde,kullanılmayan olanda,sana ait bir yazı aslında bana ait benim için,senden ,her gözyaşım senin...Özlemek ilk defa bu kadar acı veriyor.Dayanılcak bir acı değil.Soluksuz bırakıyor..Hıçkırarak ağlayamayacağım bir yerde,kimsenin okumayacağını umut ettiğim bu yerde sana özlemlerimi dile getiriyorum..Hayatımın ilk erkeği..Sarılınca doymak bilmediğim,kendimi güvende hissettiğim kocaman eller,sımsıcak bakışlar..İsmimi söyleyişin,bıkmak bilmeden sorduğun sorular.Anlatışın,geçmişinden zevk alarak bahsediişin,geçmişe gençliğine özlemin,hayallerin...

senin için bir şey yapmak istiyorum ben şimdi..ama ne ! bilmiyorum..düşünüyorum bulamıyorum..yalnızım artık hiçbir zaman tam değilim..hep yalnızım.bir yerim hep eksik..iyi olduğunu düşünüyorum..nefes alabiliyosun şimdiki dünyanda gitmek istemiyosun..

aslında hiç gitmek istemedin ki..
ben seni öptüm ve sen hep uyandın..
yanında olsam asla yine bırakmazdım...

sen gitiğinden beri şimdi benim de nefeslerim kesiliyor...yediklerimden zevk alamıyorum..

o kadar rüyalardan hayallerden bahsediyorum madem;
 RÜYALARIMA GEL AMA BANA KIZMA NE OLUR DEDECİM ,sevgilim,herşeyim...

Perşembe, Mart 31

Bırak kendini hayata ;

Çok sevdiğim bir arkadaşımdan çaldım şimdi saniyeleri;

Yanlış yapmak ve anı yaşamak arasında kaldığım o anda, tam da o anda kulağıma eğilip dedi ki:
"Sadece tetiği çekeceğiz, ateş etmeyeceğiz. Uca kadar koşacağız, aşağı atlamayacağız. O yüzden bırak kendini."

Banacha Szpital..

Kaldığım yurdun ait olduğu durak..Varşovalı günlerimin alışma evrelerin geçtiği durak..Yeni bir döneme başladığım bir durak..Yanında hastane olan ..Ambulans sesini her duyduğumda bana dedemli günleri hatırlatan,içerdekiler için dua ettiren durak..

Yurttaki odamın penceresinden bakınca kocaman bir park var..Koşmayı hayal ettiğim..içinde kocaman bir gölet var içinde suyu bitmiş ,kim bilir o bile ne kadar ağlamış bu hüzünlü şehirde..damlalar dayanamayıp bitmiş..

önümde hazırlanmayı bekleyen sarı bir karton var şimdi..Ülkemle ilşkilerimi kesme vakti..Odaklanıyorum hayatıma bir ay sonra kaldığım yeri başlaması gereken yerden ederek..

görülmesi gereken her noktayı pes etmeden tadını çıkarırcasına yaşayarak kovacağım hayatımdan sıradanlıkları..

Bisiklet kiralama ,paten alma ,koşmaaa vakti..
Bahar geldi şimdii..

Ağlama vakti değil susma vaktii ...

Conflicts in Erasmus ....

Belkide düşündüğümüz gibi değildi hiçbir şey yahut büyüttüğümüz kadar değildi dünya, üzüldüğümüz hayatlar değildi tüm bunlar,yağmur yağdı üzerimize,sırılsıklamdı üzüldüğümüz onca şey...
 
Yağmur üzüntülerini ağladı ,
Bizse sevindik yeryüzünde..
Anlayamadığımız onca şeyin arasında susmak en güzeliydi.. 

Bayağıdır var yazamıyorum yine,ya hızına yetişemiyorum hayatımın ya da yavaş ve sıradan yaşıyorum bilmiyorum.Yapılması gereken ödevler birikti burda bile yine..İnsan ne yapsa vazgeçemiyor huyundan...Zaman hızla akıp geçiyor,yakalanamayacak kadar hızlı ,imkansızlık dolu,ol deyince olmuyor hayaller ama yine vazgeçemem ..

ÖYLE YA BİTERSE UMUTLAR;HAYALLER DE BİTER...

 
 
 

Pazartesi, Mart 21

Krakow değil :) Auschwitz !!


2 gün önce sabah 7 de A.T.ile başlayan yolculuğumuz başlangıçta sıradanlığını koruyordu aslında.Herşey yolunda tren istasyonuna ulaştıktan sonra trenimizin saatinde gelmemesinin verdiği panikle etrafa krakow mu diye sorup duruyorduk.Sonra 20 dakika rotarla trene bindik.Sohbetler,planlar,hayaller hepsi seni bir anda karşıladı taki o biletçi adam gelene kadar.Yanmızdakilerin canını sıkarken biz onların biletini yanlış aldığını anlayıp kahkahalar atıyorduk halbuki.10 dakika sonra bilet isteyen adam lehçe konuşarak bize ters bir şey oluştu imajını verdi ve yanımızda ingilizce bilen adam bize biletiniz geçersiz 140 ziloti daha vereceksiniz dedi.O an yıkıldım tutuldum ne yapacağımı bilemedim fakat verdik bitti bir kere.Yanlış trendeydik rezervasyon dahil hepsinin parasını yeniden ödedik.Bizi sersemleştiren bu olay Krakowda da aklımızın başımıza gelmesine müsade etmedi ve şehri biraz gezdikten sonra tüm merakla Auschwitz'e gitmeye karar verdik ama malesef tren biletini alırken oranın kaçta kapanacağını hayal edemedik Gittik ve heryer kapanmıştı .Orda kalma planları yaparken anladık kii şehre dönüp bir gün sonra yeniden gelmekten başka şansımız yoktu ....


Gecemi çok güzel şirin bir hostelde geçirdikten sonra sabah yeniden Krakowa uyandım .Uyanmamla birlikte terkedişim geldi ardından ve o hüzün kokan topraklara doğru yola çıktık.Büyük bir hızla geziyorduk.O kaçmasın diye etrafa ördükleri elektrikli tellerden tut,gaz odalarına,yatak diye koydukları tahta parçalarına kadar her şey o kadar insanlık acısıydı ki..İnsanlar bir gün dönebilmek inancıyla bavullarının üstüne isimlerini kazımış,kamptan kaçmayı başarabilenlerin ise ailesini kampa alıp işkenceye başlamışlar.Müzede resimler,onlardan kalan ayakkabılar,gözlükler,ölüm duvarları her şey var.Saatlerce bakıp incelenecek bir yer ama.Sonuç aynı yere varacak.Binlerce insan gözünün yaşına bakılmadan öldürülmüş ve şimdi o topraklar sessizce hala ağlıyor..


        Bu geziyi tamamladıktan sonra ikimizde de derman kalmamıştı.Trene yetişmek için koşmamıza rağmen,ne yazık ki insan demeye dilimin varmadığı bir lişi yüzünden bir dakika ile treni kaçırıp diğerine bilet almak zorunda kalmıştık.Döndükten sonra bu mutsuzlukla ancak Varşovaya özlem duyuyorduk.Bir kaç kartpostal aldıktan sonra kalabalık trendeki yerlerimizi aldık ve Krakow dan Varşova'ya giden tren kalkmıştı.Üç saat sonra ise yurdumuza kavuştuk.Varşova bir metropol olduğunu bu kez daha net göstermişti..

Hayatımın en maceralı ve en komik yolculuklarından biriydi ..Bir o kadar da yeni bir şeyler öğrendiğim bir deneyimdi..Bu günleri sanırım unutamayacağım.Peki o günden kalan Nutella ile hala beslenmeme ne demeli :)

Pazartesi, Mart 14

Alışma Evreleri

Varşova gerçekten tüm sıcaklığıyla hissettirmeye başladı kendini..Havalar da ısındı..Bugün okuldaki ilk yoğun günümdü.Derse girmeden önce konuştuğum profesör tipik bir profesördü..Hiç fark yok..Farklı insanlarla tanışmak gerçekten güzel..Old Town'a geziye çıktık.Sokaklarda çalan müzikler insanı kendinden alabilecek kadar hoş..Atmosferi içine çekebildiğin kadar çekiyosun.

Herkes farklı planlar yapıyor nereye gitsem diye..Sanırım benim de bir plana ihtiyacım var..
Yarından itibaren dizi izleyerek kaybedecek vaktim olduğunu da sanmıyorum.Tea Luca ve Canan iyi arkadaş oldular bana..Bazı insanların gerçekten nasıl bu kadar insanca olduğuna şaşırıyorum..

YArın sabahın köründe diyebileceğim bir derse sahibim ve daha da kötüsü oda arkadaşım Agata'yı uyandırmamm lazım..O yüzden iyi geceler şimdilik ...

Perşembe, Mart 10

Hızlıca Geçen İki haftada İspanya

Zİrveden Selam Olsun :)

Bundan sonraki günlerde her ne kadar Polonya'da olacak olsam da unutulmayacak bir iki hafta yaşadım ben Alev'le İspanyada.Herşey hızlıca ve yoğun başladı ve bitti..BArcelona,Albir,VAlencia,Altea sırasıyla yaşandı ve bitti..Geride bir çok şey kaldı anlatılacak..Hayat seyahat ettikçe o kadar güzel ki...yeni insanlar yeni şehirler yeni yorgunluklar yeni hayatlar yeni HAYALLER demek değil mi..




Başlangıçta anlamsızca bakındım her tarafa..sonra farkettim ki aynı dili konuşmasan dahi anlaşabilirsin insanlarla..Ait olma duygusu..Müziğin kavuşturan ezgileri..Aradaki farkları yok edişi..

Sabaha kadar dans..Kıskançlıklar..Hırslı insanlar..Yardımlar...Küçük notlar..Büyük doğum günü partisi..Banyodan hiç çıkmayan Alev,sımsıcak sokaklar,gülümseyen edasıyla Carolina,lobide salsa yapan insanlar,asansörde öpüşen yaşlılar,tatlı surat doktorlar,başımızı yiyen sunumlar....ve son gün koltukta uyumak zorunda kalan Mehmetcan :)

Şimdi düşündüm de insanların herbirinin içinde biraz da olsa mutlaka var bir içtenlik,samimiyet,,sevdikçe güzel her şey...ve HAYAL ettikçe güzel yaşamak..

Hoşcakal İspanya..

8 Mart İçin Yazıyorum :)


Evett…bugün internet de yok..tüm günü evde oturarak geçirmek harika.ama şimdi nette beni bulamayanlara kim cevap verecek ben de bilmiyorum..Ders seçme işlerini hemen hemen halletmek üzereyim.Ahmeti özlediğimin farkına vardım çok fazla ve çok üzüldüm onsuz olduğuma.Yarın inşallah ilk dersime gireceğim.Agata çok tatlı bir kız..İyiki onunlayım..Herşeye rağmen burada olmaktan hoşlanıyorum.Daha çok dışarı çıkıp daha sosyal olmalıyım.Gözümü açıp kapatıncaya kadar geçecek günler çünkü.Yarın mesela bir kutu alıp içine Ahmet için yazmaya başlamalıyım ve bu tür bişeye başka kim değer onu düşünmeliyim.henüz beni idare edecek kadar param olduğu için de şalsıyım.Ama o gün havaalanında karşılaştığımız insanların kartlarını nasıl kaybederim L
Ayrıca bugün saat 8de kalkıp derse gitmeme rağmen derse giremememe kapıyı açamamama ne demeli..Ne komiksin sen hayat gülmeyi bildikçe…

Ayrıca bugün dünya kadınlar günü.Agata sevgilisinden çok güzel sarı papatyalar aldı.Bense sevgilimden uzakta..yurtta da garip garip şarkılar söylendi.henüz ilk partime gidemedim burada ama üzülmüyorum biliyorum her şey güzel olacak.yeterki geride kalanlarım iyi olsun..

Biliyomusun burada olduğuma hala inanamamış durumdayım sanırım..:)

POLONYA _ SONUNDA KAVUŞABİLDİK

Düşünüyorumda ne kadar zor başlayabildim Polnya yolculuğuma.Kararsız kalışlarım,vazgeçişlerim,feda ettiklerim,feda edilinler....Ama şimdi anlamını veremediğim bir mutluluk...Bu bloğu açarken daha bir yaz günü yine böyle gelsem mi sana gelmesem mi diye kafayı yerken,sonrasında elimi kesip vazgeçip,beş ay sonra iyiki vazgeçmişim derken ,,en önemlisi bu süre içinde en sevdiğim insanı kaybedip,onu son kez görebilme şansını yakalayabilmişken...Ve şimdi ben sana geldim HAYALİM...

Başlıyoruz artıkk ...

Pazar, Mart 6

When will I see you again ?

Bu soruyla başlamak bu gün için en anlamlısı..
Hayatımda yıllarca hep yanımda olan sevdiklerim yoklar şimdi benle..
En çok hangisini özlüyorum diye bir sınıflamaya bile giremeden deliksik soluksuzca özlüyorum..
Sorun çıkaran bir sevgilim var ama onu bile her an limitsizce özlüyorum..

Burda hayat yalnız ...Özgür ...Düşünmeden hesaplamadan geçecek..
Güzel günler yaşayabilmek için birşeylerden feda etmek gerekir..
Bakalım hayat bana neler getirecek..

Pazar, Ocak 9

Bir Cep Dolusu Hayal Kırıklığı ..

                   Yarını düşlüyoruz ve yarın gelmiyor; Gerçekten istemediğimiz zaferler düşlüyoruz. Yeni gün çoktan geldiği halde, Yeni bir gün düşlüyoruz. Yapılması gereken..
                                                                                                   Ölü Ozanlar Derneği

İnandığın,uğruna bir şeyler feda ettiğin insanların seni hayal kırıklığına uğratması.
Kime güvenebilirim..
Yanıtsız.
2010 geride kaldı..bunu az önce o kıyamayıp hiç birşey yazamadığım 2010 başlıklı defteri görünce anladım.
2011 yenilik getirecek mi tabiki getirecek ama ben istiyormuyum..
Benden aldıkları geri gelecek mi.
10 aralık 2010 uğursuz sayımın 10 olması için en büyük neden değil mi?

Ve tüm bunları yazarken gelen bir mesaj ' canım ' sizce de bu herşeye değmez mi?
Bundan sonra sana gerekn değeri vereceğim....